Kadının teknolojide kariyer yolculuğu-2
Kadının Teknolojide Kariyer Yolculuğu Serisi
Füsun BORLUK – Çevik Dönüşüm, Proje Yönetimi, Robotik Süreçler ve Kalite Grup Başkanı, AgeSA
Ortadoğu Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü’nü 1994 yılında bitiren Füsun Borluk, Bilgi Teknolojileri alanındaki kariyerinde Yapı Kredi Bankası, Akbank, Turkcell Superonline gibi Türkiye’nin ve BNP Paribas Cardif ve Johnson Controls gibi dünyanın büyük kurumlarında çeşitli pozisyonlarda çalıştı. Sistem Mühendisliği ile başlayan rollerinde Proje yönetimi, Bilgi Teknolojileri Kalitesi ve Yönetişimi, Nearshore/ Offshore Kaynak ve Proje Yönetimi ile Bilgi Teknolojileri Bütünsel Servis Yönetimi konularında uzmanlaştı. Çalıştığı hemen hemen her kurumda çeşitli konularda İç Eğitmenlik yaptı. Şu anda ise AgeSA’da Çevik Dönüşüm, Proje Yönetimi, Robotik Süreçler ve Kalite’den sorumlu Grup müdürü olarak çalışıyor. Aynı zamanda Yıldız Teknik Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi – Sürekli Eğitim Merkezi’nde çeşitli seviyelerde Proje Yönetimi, Çevik Yönetim, Design Thinking, İş Süreç yönetimi eğitimleri veriyor.
Füsun BORLUK; özellikle proje, portföy ve talep yönetimi konusunda çok sayıda farklı kurumu tanıyan, alanında tanınmış, üniversitelerde bu konularda eğitimler veren, mentörlük ve koçluk yaparak yeni nesle katkıda bulunmaya çalışan, başarılı, deneyimli bir kadın. PMO Global Alliance tarafından yapılan değerlendirmelerde son 2 senedir Avrupa’nın en başarılı Proje yönetim ofisi liderleri arasında yer alıyor. Diğer tüm fonksiyonlarına rağmen proje yönetimine odaklanırsak…
Bir BT organizasyonu için Proje Yönetimi kısaca nedir?
Bir organizasyonun stratejisine hizmet eden yanısıra da regülatif, prestij amaçlı vb proje, talep ve işlerin evrensel bir kümede yani bir portfoyde yönetilmesi aslında tüm organizasyonun yaptığı stratejik işlerin toplamı olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bunun içinde en çok farkındalığı yaratılan projeler ve proje yönetimi. Her bir iş ve de projenin belli bir maliyeti olduğundan ve kaynakların da verimli kullanımı için belli plan ve program yapma gerekliliğinden proje yönetimi karşımıza oldukça önemli bir konu olarak çıkıyor. Planlanan zamanda tahminlenen bütçe/efor dahilinde teslimat yapmak kritik bir konu. Bunun yönetimi de Proje Yönetimi ekibinde. Şimdilerde hayatımıza çevik yönetim girdi. Bu da eskiden en baştan yapılan planlar ve tek teslimat yerine, daha sık aralıklarla, daha küçük ve öncelik değiştirebilen teslimatlardan oluşması müşteri memnuniyetini, çalışan memnuniyetini arttırdığı gibi uzun vade yerine kısa vadeli yönetimi kolaylaştırıyor. Organizasyonlar için stratejik öneme sahip bir fonksiyon olduğunu düşünüyorum. Dünyada da sektörden bağımsız faydası oldukça görülen bir fonksiyon. Proje yönetimi, çevik yönetim ve yöneticiler aslında işi ortaya çıkartan ekibin hayatını kolaylaştıran, orkestrasyon yapan, statuyu, risk ve sorunları ortaya koyup çözümlerini takip eden özel bir yönetim fonksiyonu. Şimdilerde servant leadership – hizmetkar liderliğe kayan bir yönetim şekli değerli ve önemli.
Sen bu alanı nasıl seçtin ve hangi özelliklerin bu alanda böyle başarılı olmana yardım etti?
Aslında bunu birçok yerde, eğitimlerimde anlatıyorum, benim bir başarısızlık hikayem sayesinde bu alandayım. Okuldan mezun olunca yazılımcı oldum diğer arkadaşlarım gibi. Fakat 6.ayın sonunda yöneticim beni çağırdı ve dedi ki “yaptığın yazılımlarda sorun yok, ancak arkadaşların seninle çalışmak istemiyor. Ben de gözlemledim. Sürekli iletişim kurmak istiyorsun, sürekli konuşuyorsun. Ama bu diğer arkadaşlarının konsantre olmasına engel yaratıyor”. Haklı bir eleştiriydi, cunku ben de kendi kendime kalıp sessiz sedasız kod yazmak yerine etafımla etkileşimde bulunmak istediğimi farkettim. Yazılımcılık kariyerimi gözden geçirince son vermemin kendi mutluluğum için daha doğru olacağına karar verdim. Tabii hemen proje yöneticisi olmak mümkün değil, biraz tecrübe kazanmak lazım. Sistemler, iş akışları, talepler derken proje yönetimine geçiş yaptığımdan itibaren bana en uygun işin bu olduğunu anladım. Başarılı sıfatınız için çok teşekkür ederim. Karakterime, yapıma en uygun iş olduğunu düşünüyorum. İnsan ilişkileri ve empatinin yanısıra odaklı çalışmak, hedef ve hatta zaman hassasiyeti ve bol bol iletişim J J Başarılı imajım varsa bu sayededir sanırım. Çok teşekkür ederim nazik değerlendirmeniz için.
Bir kadın olarak teknoloji alanında ve çalıştığın spesifik alanda zorluklarla karşılaştın mı? Karşılaştıysan bunları nasıl aştın?
Aslında hep soylenir ya teknoloji alanı kadınlar için zor diye. Ama ben buna hiçbir zaman katılmadım. Tabii sistem ve proje geçişleri çoğu zaman kullanıcılarımızın olmadığı zamanlarda, geceleri yapılıyor, ama hangi sektörde, hangi fonksiyonda mesailer yapılmıyor ki. Bunun dışında belki ilgi alanıyla ilgili. Kadınların teknoloji alanında sayı olarak az olması aslında bu sektöre girene kadarki tereddütlerinden ya da dediğim gibi ilgi alanlarında olmadığından. Ama yapılan araştırmalara göre teknoloji sektörüne girildikten sonra kalma oranı çok çok yüksek. Benim karşılaştığım zorluklar olduysa bile hep bunu işimin bir dinamiği olarak gördüm. Çalışmanın bir parçası. Dolayısıyla sorunu çözüp hayatıma devam ettiğim için örnek bulamıyorum size iletmek için J Bir kadın olarak spesifik bir sorunum olmadı hiç. Ben hep yetkinliğin, yeterliliğin, liyakatin cinsiyetten daha öne geçen özellikler olduğunu düşünüyorum. Karşılaştığım sorunların da kadın olmakla ilgili olmadığını gördüm. Tabii, bu benim şanslı olup kurumsal şirketlerde çalışmamla da ilgili olabilir. Kesinlikle böyle şeyler yaşanmıyor diyemem. Bu bir problem olarak iletiliyorsa mutlaka bunu yaşayan hemcinslerimin olduğunu gözardı edemeyiz.
Kadınların hangi özellikleri bu sektörde avantaj sağlıyor ve sence kimler için bu alan uygun olur?
Teknoloji sektörü sürekli öğrenme, yeni alanlarda bilgi edinme, kendini geliştirme ve birden fazla alanda aktif olmayı gerektiren bir sektör. Kadınların aynı anda birden fazla iş yapabilme yetkinlikleri, dikkatleri, iletişim becerileri ve en önemlisi duygusal zekalarının oldukça gelişmiş olması bu sektörde fark yaratabiliyor.
Sektörde, proje yönetimi alanını tanımak ve bu alanda çalışmak isteyen veya çalışan kadınlara neler önerirsin?
Bir projeyi yönetmek demek aslında küçük bir şirketi yönetmek gibi; hem insan yönetiliyor hem zaman hem bütçe. Bu sebeple mezun olup işe başlar başlamaz proje yöneticisi olmak gerçekçi ve mümkün değil. Biraz tecrübe biriktirmek gerekir diye düşünüyorum. Yanısıra belli metodolojiler ve günümüze uyacak güncellemeler var. Eğitimlerini almak, bu konuda yetkin olan İstanbul Proje Yönetim Derneği, PMI Türkiye gibi organizasyonların etkinliklerine katılmak, hatta içinde yer almak cok geliştiriyor. Eğer çalışılan kurumda uygun olmuyorsa sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak da proje yönetimini tanımak mümkün.